Kadın Olmak

Ümmügülsüm’ün hikayesi…

Kaş’a bir kaç kez geldim, her seferinde ebeveyn nezaretinde… Anne, babanın yapmış olduğu programlar dahilinde yapılmıştı geziler. Otobüsün penceresinden Kaputaş’a bakarken, aklıma gelenler, anılarım, ‘benim’ dediklerim onların seçimleri ve iradelerinden benim hayatıma düşen gölgeler bir yandan. Bu sebeple ülkenin daha önce karış karış gezmiş olduğum yerlerini, tekrardan kendi seçtiğim sokaklardan yürüyerek, kendi ayarladığım teknelere binerek ve kendi canımın istediği insanlarla sohbet ederek deneyimlemek istedim. Başka coğrafyalara gitmeden önce. Kaş, o duraklardan biri. Çocukluk travmaları, siz ‘kendinize ait’ yaşantılar yaratmadıkça peşinizde ne de olsa. İnşallah daha sonra yeni yerlere de gideceğm.
Kendime bir tatil planı yaptığımda, içinde Kekova adası, Üçağız, Demre(Myra), Sıçak (Aperlai) olan bir program oluştu. Meis’e gidecek vizemiz yoktu. İstanbul’dan uçakla değil de, otobüsle gelirken de Afyon’da durup Cumhuriyet sucuklarından yemeyi hayal etmiştim. Öyle de oldu. Kaş’a gelince sevgili arkadaşım Sevinç’in bavulu, hiç aklıma gelmeyecek şekilde taksi arattırdı bize. Taksi arayışı yeni insanllarla karşılaşmamıza sebep oldu.Kaş coğrafi açıdan çok güzel ama daha da güzeli sanırım insanları. Tıpkı Fethiye’de olduğu gibi sokaklarda iki çift sohbet edecek, hikayesini anlatacak birileri var. Ben de zaten dinlemeye meraklı. Güleryüzlüler.
Dün, Kaş’ta herhangi bir genç kadının yapabileceği şeyler yaptım ben. Blanc Du Nil’de %100 Mısır pamuğundan bembeyaz elbiseler denedim, gündelik tekne turları yapan kişilere kendi planımı nasıl gerçekleştirebileceğimi sordum, Kaş’ı Türkiye dışından ziyaret etmiş kişilerle sohbet ettim, bir Likya yolu haritası aldım Feride Hanım’dan – yanında muhabbet ve bir torba dolusu tatlı-ekşi, ısırınca suyu üzerinize fışkıran Gömbe eriği bedavaya geldi- Hotiç’in eski tasarımcılarından Selin Haktanır’ın Kaş’taki Sandal@’inden yumuşacık derili, kırmızı mercanlı bir sandalet aldım, ada çayı içip, tavla attım.
Derken 10 Temmuz 2011’i, herhangi bir genç kadının muhtemelen yaşayabileceği bir Kaş gününden ayıracak kişi yanımıza geldi. Sepetinde Gömbe’nin yaylasından topladığı şifalı otları satan Ümmügülsüm Karakahya yanaştı yanımıza ve şifalı otlarını satmaktan öteye geçip, kendi hikayesini anlattı. Yanımızdan ayrılırken, konuşmaya ihtiyacı vardı herhalde dedik Sevinç’le.
Ümmügülsüm Karakahya Demre’li bir kadın. 2 oğul , bir kız evlat vermiş ona kader. Oğullarından biri askerde, diğeri ortaokul öğrencisi. Kızı; kayıp. 2005 yılında kaybolmuş, bu vakite kadar da kendisinden haber alınamamış. İnternetten Demet’in hikayesini araştırdığınızda, birbirinden farklı hikayeler okumuyorsunuz ancak birbirinden farklı isimlere denk geliyorsunuz. Hikaye ile muhabirler bile pek yakından ilgilenmemiş anlaşılan. 12 yaşında bir kız çocuğunu arayan gözü yaşlı babadan bahsediliyor bir de. Ümmügülsüm eşini kaybettiklerini söyledi; kalp hastasıymış.
Ümmügülsüm her gün Demre’den kalkıp şifalı otlarını satabilmek, eve para götürebilmek için Kaş merkeze geliyor. Otları toplamak için de, cehennem sıcağında Gömbe yaylasında vakit geçiriyor. Bize anlattığı kadarı ile asıl sıkıntısı, ortaokula giden küçük oğlunun, ablasının kaybından sonra azan astım hastalığı için kullanması gereken ilaçları bulmak, satın almak. İhtiyaçları olan 2 ilaç var; ayda 2 kutu ilaç. Biri 60, diğeri 65 Türk lirası. Ancak Ümmügülsüm parası yetişmediği için 7,5 lira olan ilaçlardan alıyormuş. Bu ilaç da oğlunun krizlerini önlemiyormuş.
Ümmügülsüm evinin telefon numarasını bilmiyordu. Şans eseri büyük oğlunun askerlik yaptığı yerde askerliğini yapmakta olan bir tanıdığımız olduğunu fark ettik. Şimdi o yolla, kendisine ulaşmaya çalışacağız. Ona gel otur, az soluklan, bir bardak çayımızı iç,bir şeyler ye dedik. İstemedi. Doymuş kadar oldum dedi. Hayır duaları okudu.
Ümmügülsüm için ilaçlar 60 liralık ve 65 liralık. 7,5 liralık. Adı, içeriği, yan etkisi hikaye. Oyunu CHP’ye vermiş, oğluna Deniz Baykal’ın ismini vermiş.
Şimdi Ümmügülsüm’ün oğluna her ay o 2 kutu ilacı nasıl ulaştırabileceğimizi düşünüyoruz. Kaç tane Ümmügülsüm var? Ümmügülsüm’üm hikayesini Kaş’ta kaç kişi dinledi? Kaç kişi merak edip araştırdı? Kaç kişi onun için endişelendi?
Kaç kişi daha acaba oğlu için, bir Selin Haktanır tasarımı sandalet ya da Blanc Du Nil’den %100 Mısır pamuğu elbise parası edecek ilaçları ona ulaştırmak için çaba sarf edecek?
Siz mesela, ilgilenir misiniz Ümmügülsüm’ün hikayesi ile?

You Might Also Like

1 Comment

  • Reply Toygar Arzu Karakahya Ocak 21, 2017 at 8:26 pm

    Merhaba Bahar Abla Bn ÜmmüGülsum KARAKAHYANİN Geliniyim

  • Leave a Reply