Kadın Olmak

Toplumsal Cinsiyete Duyarlı Yazım Rehberi Yayınlandı

Alman filozof Heidegger ‘Dil varlığın evidir’ der. Heidegger kullanılan kelimelerin ötesinde kullanılan aksanın insanların algıları ve anlamlandırmaları üzerinde büyük etkisi olduğunu söyler. Doğadaki yansıma sesleri aynıdır ve dünyanın neresine giderseniz gidin, örneğin köpekler aynı sesi çıkarır. Ancak köpeklerin çıkardığı bu ses Türkçe’de ‘Hav hav’ olarak ifade edilirken, aynı ses İngilizce kullanılan ülkeler olan İngiltere’de ‘Bark, bark’, Kanada’da ise ‘Woof woof’ olarak ifade edilir. Fransızlar ‘Aboyer, aboyer’, Çinliler ‘Wung, wung’, Almanlar ‘Wau, wau’, Ruslar ‘Gav,gav’ı tercih etmiş ve kullanagelmişlerdir. Biz bir köpeği duyduğumuzda, onu anadilimizde kodladığımız şekilde algılarız.

HeForShe

Bu örnek benim için oldukça çarpıcı çünkü bir köpeğin çıkardığı sesi bile farklı algılayabilen insanoğlu, dünyanın neresine gidilirse gidilsin kadınlar söz konusu olduğunda ağız birliği etmiş gibi belli kalıplardaki söz öbeklerini kullanırlar; kadın girişimci, kadın doktor, kadın yönetici, kadın gazeteci. İnsan zıtlıklar üzerinden, karşıtlar üzerinden düşünür ancak hiç kimse hayatında bir kez olsun erkek gazeteci ya da erkek doktor dememiştir. Bu durum söz konusu kadın, erkek eşitliğinin yerel değil küresel bir hedef olduğunun en önemli göstergelerinden biri. Dildeki ötekileştirme ekonomiye ücret ve fırsat eşitsizliği, gündelik yaşama ise şiddet, taciz, tecavüz ve cinayet olarak yansıyor.

Bu konuda başta Birleşmiş Milletler Kadın Birimi olmak üzere bir çok sivil toplum kuruluşu çalışmalar yürütüyor. Emma Watson’ın sözcülüğünü üstlendiği HeForShe hareketi çağrılar yapıyor. Pek tabii ki ötekileştirmenin çok daha derin temelleri dilin çok daha eski kullanımlarında gizli; deyimler, masallar ve atasözleri yaşadığımız dünyayı şekillendiriyor.

Toplumsal_Cinsiyete_Duyarlı_Yazım_RehberiGeçtiğimiz günlerde Kadir Has Üniversitesi Toplumsal Cinsiyet ve Kadın Çalışmaları Araştırma Merkezi, konuya değinen bir çalışmaya imza attı. Merkez Müdürü Doç. Dr. Mary Lou O’Neil ve Türk Dili Koordinatörü Öğr. Gör. Şehnaz Şişmanoğlu Şimşek’in girişimleriyle, öğrencilerin duyarlılık kazanmaları için ‘Toplumsal Cinsiyete Duyarlı Bir Yazım Rehberi’ yayımlandı. Rehber toplumdaki eril dili değiştirmeyi, kadın-erkek eşitliği konusunda farkındalık sağlamayı ve daha eşitlikçi bir toplumsal iletişim alanı oluşturmayı amaçlıyor. Rehbere buraya tıklayarak ulaşabilirsiniz.

‘Eşitsizliği Kadınlar Da Üretiyor’

Rehberin basın duyurusu esnasında Kadir Has Üniversitesi Türk Dili Koordinatörü Öğr. Gör. Şehnaz Şişmanoğlu Şimşek, “İnsanları şekillendiren en temel toplumsal olgu dil ve biz de bu nedenle değişime dilden başladık. Toplumsal cinsiyet eşitsizliğini erkekler kadar kadınlar da yeniden üretiyor. Bu nedenle herkesin kendi örneklerini de dahil edip geliştirilebileceği sade bir kılavuz hazırladık. Amacımız kavramları hep birlikte yeniden düşünebilmek ve farkındalık oluşturabilmek. Değişimi, dilimizden başlayarak davranışımızda ve zihnimizde gerçekleştireceğiz” ifadelerine yer vermiş.

Bu açıdan bakıldığında Türkçe temel olarak eril ve dişil kelimelere sahip olmayan bir dil olarak Almanca, İngilizce, Fransızca, Yunanca gibi dillere nazaran daha avantajlı bir dil. Bu da başka bir soruyu düşünmeden edemememe neden oluyor; bu bir kadınla erkeğin yönetim kademesinde eşit varlığa sahip olduğu eski zamanlar nedeniyle mi böyle yoksa kullanılan dil o zamanların dünyasında böyle bir yaşamı mümkün mü kılmıştı?

You Might Also Like

No Comments

Leave a Reply