‘İletişim bir köprü kurmaktır’
Bu benzetme, baharkumbetli.com ‘da sıklıkla karşınıza çıkacak. Yeni mezunlara nasıl özgeçmiş hazırlanacağı ile ilgili bir tavsiye ya da bir kitap kapağının nasıl tasarlanacağı ile ilgili bir video paylaşıyor olmam fark etmeyecek; ‘İletişim bir köprü kurmaktır’.
Yeni mezun ya da öğrenci durumundaki adayların her şeyden önce akıllarından çıkarmamaları gereken ilke budur; özgeçmişiniz sizinle, başvuru yaptığınız şirket ya da işe alım yetkilisi arasındaki köprüyü kuracak ya da kurmayacaktır. Köprünüzün ne kadar sağlam olduğuna göre de üzerinden dilerseniz okula giden ilkokul öğrencilerini, dilerseniz yük trenlerini geçirin. Bir şey fark etmez. Ancak o köprüyü güçlü kurmazsanız, hiç beklenmedik bir anda dengenizi yitirip, üzerinden düşebilirsiniz ya da köprünüz kaşla göz arasında yıkılıp gidebilir. Yani nolur? Siz karşıya geçemezsiniz ya da karşınızdakinin sizin yanınıza gelmesine engel olursunuz.
‘Özgeçmiş hazırlıyorum, iş görüşmesine gideceğim! Bütün bunlarla ne alakası var?’ demeyiniz. Bir özgeçmiş, kişinin telefonla ön mülakata girmesine ya da birebir mülakata çağrılmasına neden olabilir ancak bir özgeçmiş sizi hiç bir zaman işe aldırmaz. Bu nedenle özgeçmişinizi hazırlarken öncelikle bunu aklınızda tutun!
Gündelik hayatınızda ilk kez tanıştığınız bir kişi için nasıl ilk izlenimleriniz imajınız üzerinden oluşuyorsa, işe alım süreçlerinde de aynı şey özgeçmişleriniz için geçerlidir. ‘Ben nasılsa Boğaziçi mezunuyum canım’ bakış açınız, sizi hiç tahmin edemeyeceğiniz depresyon çukurlarına düşürebilir. Peki nelere dikkat etmelisiniz?
1. Özgeçmişiniz bir sayfadan uzun olmasın: İletişimin en önemli kurallarından biri açık, net, belirgin olmaktır. Firmalarsa az girdiyle, çok çıktı almaya çalışır. Yapılan araştırmalar işe alım uzmanlarının bir özgeçmiş okumak için ayırdıkları sürenin 6 saniyeye kadar düştüğünü gösteriyor. Ne yapacaksınız? Kendinizi kısa ve net anlatmanın bir yolunu bulacaksınız.
2. Özgeçmişiniz tarama yapmaya müsait olsun: Unutmayın, 6 saniyeniz var ve bu süre zarfında ekstra zaman kazanmak da size kalmış. Özgeçmişinizde tecrübeleriniz, eğitiminiz, projeleriniz, sertifikalarınız ( üniversitede üye olduğunuz klubün düzenlediği seminere katılım belgenizden söz etmiyorum; gerçek bir sertifikanız yoksa asla sertifikalarım diye bir başlığınız olmasın) ve bu çalışmaları hangi tarih aralıklarında yaptığınızı ( mümkünse ay, yıl olarak) bir bakışta açıkça görülecek şekilde bu bir sayfaya yerleştirin. Bildiğiniz dilleri, kullandığınız bilgisayar programlarını vesaire ölçeklendirme üzerinden ne kadar bildiğinizi yazın.
3. Ne yaptığınız hakkında fikir versin: Bir aylık bir tecrübe için, iki paragraf yazı yazın demiyorum ancak gerek projeleriniz, gerekse tecrübelerinizle ilgili detaylardan bahsedin ve bunu cümleler kurduğunuz paragraflarla değil yine hızlı bir taramaya izin verecek şekilde madde madde yapmaya özen gösterin. Ancak bu bir kural değil, bazen cümle kurmak çok daha faydalı olabilir. O zaman da yine açık, net, belirgin olmaya ve kısa tutmaya özen gösterin. ‘Ben’ dilinden uzak durun. ‘… yaptım’ demeyin, ‘… yapmak ya da yapılması’ deyin.
4. Kimse aklınızı okumuyor: Tecrübelerinizi anlatırken, karşınızdakinin sizin ne yaptınızla ilgili hiç bir fikri olmadığını unutmayın ve yazdığınız cümleleri ‘Ne yaptığımı hakkını vererek anlatmış mıyım?’ diyerek yeniden gözden geçirin. Tecrübeniz esnasında birlikte çalıştığınız markalar ve sivil toplum kuruluşlarını belirtmeyi unutmayın.
5. İngilizce eğitim aldıysanız, İngilizce CV hazırlayın: Yoksa 4 yılda İngilizce öğrenemediğinizi düşünürüz.
6. İngilizce seviyem ‘Upper-Intermediate’ diyorsanız, İngilizce CV hazırlayın: Yoksa size içimizden ‘He, he’ deriz.
7. ‘Hangi amaca hizmet ediyor?’ sorusunu sorun: Özgeçmişinizi hazırladıktan sonra tek tek her bir satırı gözden geçirirken, bu soruyu sorun. Örneğin hobilerinize yazacağınız ‘Basketbol oynamaktan hoşlanırım, ara sıra da tenisle ilgileniyorum. Çocukken lisanslı voleybolcuydum’ cümlesi hangi amaca hizmet eder? Ben söyleyeyim, bu sizinle ilgili net bir şey söylemez ama biraz havai ve ciddiyetsiz olduğunuz önyargısını yaratır. Gerçeklerden yola çıkan somut örnekleriniz olsun.
8. Verilerle konuşun: ‘ 3 kişilik bir ekibin yönetilmesi’, ‘ Sosyal sorumluluk projesine 25 gönüllü kazandırılması’ gibi gibi…
9. İçerik için Linkedin’e göz atın: Profesyonellerin kendi iş tanımlarından nasıl söz ettiklerinden, kullanılan jargondan haberiniz olsun. Kopyala yapıştırdan kaçının, özgün ve gerçekle uyumlu içerik hazırlayın.
10. İmla kurallarına ve yazı karakteri büyüklüklerine özen gösterin: Hazırladığınız özgeçmişi son bir kez gözden geçirerek, hatalarınızı bulup düzeltin. Yazı karakterlerini başlıklar ve içerik için farklı kullanabilirsiniz ancak her başlığın aynı karakter ve büyüklükte olduğundan emin olun.
11. Kendinizi geliştirin: İş dünyasında büyük bir yetenek avı döneminde yaşıyoruz. Firmalar en iyileri organizasyonlarına katmak için büyük bir rekabet içindeler. Önümüzdeki 10 yıl içinde dünya büyük bir işgücü krizine girecek. Etiketler yavaş yavaş yerlerini gerçekliğe bırakıyor. Dünyanın en büyük dört muhasebe şirketinden biri olan Ernst and Young (EY) işe alım süreçlerinde artık özgeçmişlere bakmayacağını açıkladı. Dört büyüklerden Price Waterhouse Coopers (PWC) da yakın bir tarihte benzer bir açıklama yaptı. İşyerinde fırsat eşitliğini ve çeşitliliği artırmak isteyen bir çok şirket, hangi adaylarla görüşeceğine sadece çevrimiçi testler üzerinden karar vermeye başlayacak. Kendinizi sayısal, sözel genel yetenek testlerine, yabancı dil sınavlarına ve iletişim becerilerinizin ölçüleceği durum çalışmalarına hazırlamaya bakın. Gelecek, geldi bile.
Özgeçmiş hazırlama ve mülakat görüşmeleriniz öncesinde sormak istediğiniz sorular için bana İletişim’den ulaşabilirsiniz. Bu konuda danışmanlık desteği de veriyorum.
No Comments