Japon otomotiv devi Toyota’nın 2001 yılında tüm dünyaya duyurduğu “Toyoto Way” felsefesi, iki temel unsurdan oluşur. Sürekli iyileştirme ve insana saygı. Bugün dünya çapında, farklı sektörlerden bir çok firma, Toyota’nın üretim, satış ve pazarlama alanında kullandığı bu felsefenin öne çıkardığı yalın üretim ve Kaizen çalışmalarını kendi bünyelerinde uygulamaya çalışıyor. Öte yandan firmanın marka kimliği de bu değerler etrafında şekilleniyor.
Yalın Üretim ve Kaizen
Yalın sözcüğü, ilk defa John Krafcik tarafından Taiichi Ohno öncülüğünde Toyota’da geliştirilen yeni üretim tekniklerini tarif etmek için kullanılmış. Krafcik, 1950’lerde Toyota’da başlayıp 1960’larda tedarikçilerine kadar yayılmasına öncülük ettiği Toyota Üretim Sistemi’nin amacını, siparişten tahsilata kadar geçen süreyi değer katmayan kayıpları ortadan kaldırarak kısaltmak olarak açıklamıştır. Öte yandan Japonca’da kai değişim, zen ise daha iyi anlamına gelmektedir. Kaizen işgücüne dayalı gelişme anlamına da gelmektedir. Kaizen’in uygulanması 2 ile 5 gün sürebilen,özel olarak oluşturulmuş fonksiyonel bir takım tarafından iyileştirmeleri belli bir sürece veya iş planına uygulamasına dayanır.
Toyota Way’in Sosyal Sorumluluk Projesine Dönüşümü
Ekim 2012′de Atlantik Okyanusu’nda oluşan Sandy Kasırgası bölgede yaşanan en büyük felaketlerden biriydi ve Jamaika, Haiti, Küba, Bahamalar, Kanada ve ABD gibi bir çok ülkede etkisini gösterdi. Aradan geçen yaklaşık bir yıl gibi bir sürenin ardından, Amerika’nın doğu yakasında, özellikle Newyork Rockaways bölgesinde, insanlar halen yiyecek ve barınma problemleri yaşıyor. Kasırganın ardından açlıkla mücadele, 80 yılı aşkın bir organizasyon olan Food Bank for Newyork tarafından yürütülmüş. Bundan 10 hafta önce Toyota, efsanevi Toyota Üretim Sistemi’ni kar amacı gütmeyen bu gönüllü organizasyonla paylaşma kararı almış ve TÜS prensiplerini yemek bağışlama sistemine adapte etmişler. Çalışma alanı yeniden düzenlenmiş, paketleme süreleri kısaltılmış ve gönüllülerin iş yorgunluğu azaltılmış. Yemeklerin paketlenmesi için kullanılan kutular yeniden tasarlanmış ve sevkiyat için konveyörler kurulmuş. Toyota yetkililerinin çalışmaları sonunda gönüllülerin zamanla yarışma problemleri ortadan kalkmış. Bütün bu süreç ise bir video belgeseli olarak kaydedilerek, Youtube’a yüklenmiş. Toyota bu videonun her izlenişinde, bir ailenin 3 günlük ihtiyacını karşılayan bir kutu yiyecek bağışlıyor. Kampanyaya katılmak için, sadece bir tık yetiyor. Kampanyanın ilerleyişini takip edebileceğiniz ‘Meals per Hour’ isimli bir blog da bulunuyor.
Toyota, Çıkmaz Mıyım Seninle Her Yola?
Bana mı öyle geliyor yoksa Toyota, bir taşla neredeyse ne kadar kuş varsa, hepsini vurmuyor mu? Bir sosyal sorumluluk projesine katılacaksınız. Projeye katılımınız şirket değerlerinizin ortaya konması ile gerçekleşecek. Araç olarak sosyal medyayı kullanacaksınız. Bu vesileyle Toyoto Way’i, sokaktaki insana da anlatmış olacaksınız. Kendi kendinizi doğrulamış olacak, markaya güveni tazeleyeceksiniz. Bir de üzerine insanların yüzlerine bir gülücük konduracaksınız. Şimdi Toyota bir ‘lovemark’ olmasın da, nolsun? Valla, helal olsun!
Not: İnsan Van Depremi sırasında yapılan yardım organizasyonları sırasında keşke Toyota Türkiye’de benzer bir çalışma yapsaydı diye düşünmeden edemiyor. Ne yalan söyleyeyim ben bu Japonlar’ın Toyota Way’inin okullarda ders olarak okutulması gerektiğini de düşünüyorum. Naçizane.
No Comments